Metaverse

Web3 teknolojilerinin yaygınlaştıkları bu günlerde, günlük hayatımıza sirayet eden bir kelime, Metaverse oldu. Facebook’un kurumsal ismini Meta olarak değiştirmesi ve Mark Zuckerberg’in avatarı eşliğinde Metaverse temalı bir lansman yapmasıyla dikkatleri üzerine çeken bu kavram, günlük hayatta “Metaverse’ten arsa almak” gündemiyle işitilse de arka planı incelemeye değer.

Metaverse Nedir?

Vikipedi’ye baktığımızda kavram, “bilgisayarlar, android cihazlar, VR lensler ve çeşitli 3D kullanıcı ara yüzleri sayesinde içinde bulunulan zaman ve mekân boyutundan uzaklaşılarak, fiziksel olarak içinde bulunulan evrenin ötesine geçme potansiyeli olarak” tanımlanmakta. İnternetin geleceği olarak görülen Metaverse’ün sanal bir kamusal alan oluşturmayı vaat ettiğini söyleniyor ve bu kamusal alanın sanal para birimlerinin bugün hâlihazırda kripto para piyasasında işlem gördüğü belirtiliyor. Kavramın geçmişi, Neal Stephenson’ın 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash’e kadar gitmekte ve bugüne gelindiğinde, dünyadaki en önemli metaverse yatırımcılarının başında sanal gerçeklik cihazları üzerine çalışan Oculus şirketini 2 milyar dolara alan Facebook gelmekte.

Bir Adım Geriden: Oculus’un Kitlesel Fonlama Öyküsü

Sanal gerçeklik cihazı Oculus Rift’in üretim sürecine yönelik kitlesel fonlama kampanyası, toplumsal, ekolojik ve kültürel etki yaratmak isteyen girişimlerin başvurduğu kitlesel fonlama ile gelir elde etme seçeneğinin iyi örneklerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Oculus Rift’in Kurucusu Palmer Luckey, yatırımcıların kapısını çalıp olumsuz yanıtlarla reddedilmek yerine VR meraklılarından oluşan bir topluluğa hitap etmeyi seçti. Cihaz adından ilk olarak Kickstarter sitesindeki kampanya ile söz ettirdi. 1 Ağustos 2012’de başlayan kampanya, kısa sürede pek çok insanın ilgisini çekti ve 4 saat gibi kısa bir sürede hedeflenen 250 bin dolar toplandı. 36 saatte ise milyon dolar barajını aşıp, kampanya sonuna kadar 2 milyon 437 bin 429 dolar toplamayı başardı. 2014’ün Mart ayında Facebook, cihazın yapımcısı olan Oculus VR şirketini 2 milyar dolar ödeme yaparak satın aldı. Sanal gerçeklik 1990’larda ortaya çıkan fakat devamında dönemin teknolojik koşullarının sanal gerçekliğin arzu edilen gerçekçi ve kapsayıcı deneyimi sunmasını engellemesiyle “unutulmuş” bir trenddi. Bir prototip ile başlatılan kitlesel fonlama kampanyası, sanal gerçekliği günümüzün teknoloji gündemine yeniden soktu ve Microsoft, Sony, Samsung gibi teknoloji devleri de bu alana büyük yatırımlar yaparak kendi ürünlerini geliştirdi.

Metaverse’te Odağı Sosyal Faydadan Almak

Metaverse’ü değerlendiren bir gazete röportajında akademisyen İsmail Hakkı Polat, “Türkiye’nin 21. yüzyılın toplumsal ve ekonomik bir refah ülkesi olmak için” çizeceği vizyonu, Metaverse bağlamında şöyle tarif ediyor: “Ülkenin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini Metaverse üzerinde bir araya getirerek herkese fırsat eşitliği sağlayan ve toplumun hemhal olacağı eğitim, dayanışma ve istihdam yaratacak üretken uygulamalarla dolu bir ekosistemi inşa edenlerden oluşan bir toplumsal bilinç yaratmalıdır.”:

Metaverse’ü eğitim bağlamında değerlendiren bir makalesinde, akademisyen Ahmet Göçen de, Metaverse araçlarına ve teknolojilerine yatırım yapmanın bilgi ve yaratıcılık üzerine kurgulanan, kişiye özel öğretim programların hayata geçirilmesini kolaylaştıracağını belirtiyor.

Bununla birlikte eğitimde 3 boyutlu ortamlara geçiş sürecinde en önemli görevin öğretimsel-teknoloji liderlerine düştüğünü söylüyor. Aposto’da yayınlanan yazısında Metaverse’ü fırsat eşitliği, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik bağlamında ele alan Oğuzhan Aydın ise, Metaverse’ün “daha dinamik bir şekilde işgücüne katılım” potansiyeline işaret ediyor. Engelliler ve farklı coğrafi bölgelerde yaşayanlar için fırsat eşitliği sağlanacağı ve fiziksel, sosyal ve ekonomik engellere karşı imkanlar sunabileceğini belirterek ekliyor: “Metaverse’ün paralel bir mekân yaratması ile tüketime ve ulaşıma bağlı çoğu emisyonun önüne geçilebileceği de öngörülüyor. Zira metaverse’ün, yakın gelecekte ulaşım ihtiyacımızı azaltması, en fazla kirleten sektörlerden biri olan moda sektörünü dijitale taşıyarak daha yeşil bir hale getirmesi ve sanat, eğlence ve turizm sektörünün nimetlerini salonumuza taşıması bekleniyor.”

Ekşi Sözlük’teki nitelikli tanımları derleyen Ekşi Şeyler sayfası da, sitede yer alan bir öngörü üzerinden Metaverse’i anlatıyor: “Bu teknoloji sayesinde yapılacak tasarruf, kaçınılmaz bir devasa ve kitlesel işsizlik sorununa doğru giden dünyada, universal basic income (evrensel temel gelir) gibi çözümler ve sosyal politikalar için harcanabilir.”

Kaynaklar : 1 , 2 , 3 , 4 , 5 , 6

Metaverse’e Dair Farklı Değerlendirmeler

Metaverse, tüm olumlu potansiyelleriyle birlikte, eşitsizlikleri derinleştirebilecek yönleriyle de tartışılıyor.

Evrim Ağacı’ndan Çağrı Mert Bakırcı ve Mücahid Köse, metaverse’ü inceledikleri yazılarında “insanlığın ilk büyük simülasyonunu yani metaverse’ünü inşa etme çabasının tabandan tavana değil, tepeden inme bir modele dayanmasını” eleştirmekteler. Facebook’un üstlendiği rolü de, Metaverse’ü tek bir elde veya bir azınlıkta toplanacak bir yapıya dönüşme riski üzerinden sorgulamaktalar: “Metaverse’ün kimseye ait olmayacağını söyleyenler, isimlerini ‘Meta’ olarak değiştirdiler.” İki isim, toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında çarpıcı bir örnek de sunuyor: “Kız çocuklarının %32’sinin psikolojisini kötüleştirdiğini ve bazılarının intiharı düşünmesini pekiştirdiğini bildikleri halde aynı algoritmaları çalıştırmaya devam ettiler.” Bu ve benzeri örneklerle Facebook’un olumsuz şöhretini incelerken, internetteki taciz ve zorbalıklara da dikkat çekiyorlar ve “Sosyal medyada bile müthiş güvenlik sorunları varken, fiziksel benliğimizi adeta bir parçası haline getireceğimiz metaverse’te gizliliği ve güvenliği nasıl sağlayacağız?” sorusunu yöneltiyorlar.

Fayn Studio ve +90 Ortak Yapımı Büyüteç video serisinin “Metaverse” bölümü ise, kavramı şu sorular eşliğinde ele alıyor: “Herkesin şimdiden yerlerini almak için yarışa girdiği internetin bu bir sonraki versiyonu neye benzeyecek? Metaverse bir ütopya mı yoksa distopya mı olacak? Ve daha da önemlisi, temelleri atılan bu yeni dünyada kullanıcıları hangi seçimler bekliyor?” Bölüm içerisinde görüşlerine yer verilen Dr. Güven Çatak, “insanın kendini oraya taşıyacağını” vurguluyor: “Muhtemelen kendi travmaları kendi dertlerini de oraya taşıyacağı için ve içerideki gelir modellerinden dolayı fakir yine fakir olacağı için aslında çok da bir değişiklik olacağını ön görmüyorum.” Röportaj veren bir diğer isim Cüneyt Durukan ise, “daha şirket egemen bir yapıdan daha nasyonalist bir yapıya geçildiği, internetin daha sansürlü, kontrollü olduğu, kapalı devre bir internete geçme çabası gibi aslında milli ya da kapalı metaverse’lerin olduğu bir evrene gidebiliriz” uyarısında bulunuyor.

Kaynaklar : 1 , 2 , 3 , 4 , 5 , 6

ReFi Türkiye Podcast 🎧️

🌱 ReFi Türkiye programı kapsamında, Web3 üzerine düşünen ve inşa eden öncülerle gerçekleştirdiğimiz podcast serisinde her bölümde konuklara ortak sorular da yöneltiyoruz. Her konuk, kendi perspektifinden Web3’te heyecanlı bulduğu alanları ve gördüğü riskleri anlatıyor. Yukarıda yer verdiğimiz gibi, farklı açılardan Metaverse argümanlarıyla karşılaşmış olmayı sevdiysen, podcast bölümlerindeki değerlendirmeler de ilgini çekebilir. Buradan Spotify’a ulaşabilirsin.

Belgesel Önerisi

HBO’nun tamamen sanal gerçeklikte çekilmiş belgeseli We Met In Virtual Reality, Amerikan İşaret Dili öğretmeni olan Jenny’nin metaverse deneyimini konu alıyor. Sanal dünyayı işitme engelli toplulukların yaşadığı zorluklarla aktaran belgeseli izlemeden önce, hakkındaki bir değerlendirme yazısını da buradan okuyabilirsiniz.